15 Ocak 2019 Salı

HONDA HR-V

HONDA HR-V



Bugün Suv dünyasından Honda HR-V modelini inceliyoruz.Honda HR-V ilk olarak 1999 yılında üretime başlamış 2007 de üretim sona ermiştir.Yıl 2016 da Honda tekrardan HR-V modelini yenilenen kasasıyla piyasaya sürmüştür.Honda HR-V iki farklı motorla ülkenizde satışa sunuluyor.En çok satılan model 1.5 i-vtec modelini inceliyoruz.Otomobil cvt şanzımanla kombinasyonlanmış ve 130 beygir gücünde otomobilde atmosferik motor kullanılmış.Turbo olmadıgında dolayı alt devirler biraz güçsüz kalmış buda yakıt ekonomisini olumsuz etkileyecektir.Otomobilin iç kısmına gelirsek yeterli büyüklükte bir ekran var dokunmatik hassasiyeti yerinde yanlız ses açma dügmesi çok kullanışlı olmamış dokunmatik dügme yerine klasik ses dügmesi konulabilirmiş.Otomobilin konforu ve sürüşü gayet güzel keyfili uzun seyahatler yapılabilir.Aracın yakıt tüketimine gelirsek burda biraz üzülebilirsiniz araç şehir içi 9-10 lt arasında yakıyor.Şehir dışı 7 lt civarında rahatça dolaşılabilir.

14 Ocak 2019 Pazartesi

Circle

Circle

Uzaylılar tarafından kaçırılan insanlığın 50 kişilik gruplar halinde sınandığı bu film gerçekten keyif veriyor.

50 kişiden sadece biri hayatta kalabiliyor ve bunu kendileri belirliyor. Sırayla bir sonraki ölecek kişiyi oyluyorlar. Eğer kimse kimseye oy vermezse rastgele birisi ölüyor ve süre tekrar başlıyor. bu süre zarfında tartışma hakkına sahip oluyorlar.

 Film tek mekan filmler arasında izlediğim en iyilerinden birisi. Etnik ve dini farklılıklar , yaş , fiziksel görünüm çeşitliliği olarak çok iyi bir cast'a sahip.


Verilen sürede gerçekleştirilen tartışmalar , kimin öleceğinin ağzından çıkan bir kelimeye bağlı olması heyecan verici ancak filmin ortalarında sona kalacaklar yavaş yavaş belli olmaya başlıyor. Hamile bir kadın , küçük bir çocuk ve adaletli olunmasını isteyen -en azından öyle görünen- bir adam.

Image result for circle film
Finale gelindiğinde hamile kadınla kalan adam çocuğun yaşaması için çekimser kalacağını söyleyip son saniyede kadına oy veriyor ve kadın ölüyor ancak geriye bir oylama kalıyor. Kadının karnındaki bebek ve adam arasında.
Bana göre kesinlikle izlenmesi gereken bir film. İnsanlığın ve değerlerinin ölümle burun buruna geldiğinde nasıl sorgulandığını gözler önüne seriyor.


Filme Puanım 7/10

Başka bir incelemede görüşmek üzere




Avengers : Infinity War

Avengers : Infinity War


Uzun zamandır merakla beklenen devam filmi izleyiciye istediğini vermiş gibi görünüyor. Süper kahramanlarımızın sonunda Thanos ile yüzleşme vakti geldiğinde işlerin pek de kolay olmadığı anlaşılmaya başlıyor.

Sonsuzluk eldivenine taşları birer birer dizmeye başlayan Thanos taşlar için her şeyi yapmaya hazır. Kızı Gamora'yı feda etmek dahil. Bu sırada kahramanlarımız son kez birleşip bu tehdidi ortadan kaldırmaya odaklanıyorlar.

Filmdeki gergin havayı ortadan kaldırma yükü yeniden Spider-man'in omuzlarına yükleniyor ancak bunun altından başarıyla kalkıyor. Captain America ve Iron Man'i tekrar aynı safta görmek keyif verici. Filmin aşk kısmınıysa Vision ve Scarlet Witch üstlenmiş durumda ancak fazla göze batmıyor. 

Göze batan tek şey Star Lord'un , Gamora'nın öldüğünü öğrendiğinde sonsuzluk eldivenini Thanos'tan almak için 1001 çaba gösteren ekibi hiçe sayarak Thanos'u yumruklaması ve bilincini yerine getirmesi. Eldiven çıkartılsa ve film burada bitse kesinlikle daha vurucu bir son olurdu.

Thanos son taş için Wakanda'ya ulaştığındaysa Black Panther'in ne kadar iyi bir savaş dehası olsa da yetersiz kaldığını görüyoruz. Uzayda mahsur kalanlar hariç tüm ekibin Thanos ile karşılaşması görsel bir şölen sunuyor. Shuri bu süre zarfında Vision'daki taşı çıkartmaya çalışsa da sonuçsuz kalıyor ve Thanos o taşı da alıyor. Aslında Scarlet Witch'in fedakarlığı sayesinde böyle bir şeyin yaşanmadığı bir evren de var tabi ama zaman taşı bu sefer Thanos'tan yana. 




Ardından Max. Level Thor vs. Thanos dövüşünü görüyoruz. Aslında tam olarak dövüş bile diyemeyiz. Thanos eldiveni sayesinde Thor'dan kurtulmayı başarıyor ve o meşhur parmak şıklatma sahnesine geçiliyor.






Kahramanların yarısı toz olup havaya karışıyor ve film dramatik bir şekilde sonlanıyor. Göze batan nokta ise ilk Avengers ekibinden kimse yok olmuyor. Bu akıllara sözleşmelerin bittiği ve kendilerini feda ederek Marvel kariyerlerini tamamlayacakları fikrini getiriyor. Üzülerek söylemeliyim ki Iron Man ve Captain America için bir sonraki filmin son film olacağı söylentileri had safhaya ulaşmış durumda.

Filme Puanım 6/10


Bir dahaki incelemede görüşmek üzere

The Curious Case of Benjamin Button

The Curious Case of Benjamin Button

Zaman bu filmde tersine akıyor! Bir nevi yaşamının sonunda doğan bir adam ve onun hayatını anlatan bu filmde Benjamin tersten çalışan bir saatin bir mucizesi olarak doğar.



Aşkı kapısına bırakıldığı evde bulacağından habersiz olan Benjamin , her an öleceği gözüyle bakan insanlarla yaşamaya başlar. Ancak gençleştikçe hayatı çok daha farklı bir hal alır. Küçük Daisy büyüdükçe Benjamin küçülmekte fakat hayatları farklı yönlerde ilerlemektedir ancak bir noktada tekrar buluşurlar.









Bu buluşma ikisi içinde pek trajiktir ancak bu bir süreliğine devam edecek bir aşka engel değildir. Bir süre sonra Daisy , Benjamin'i çocuğu gibi bakmaya başlar.  Fakat olaylar nihayete erdiğinde Benjamin Button bir bebek olarak Daisy'nin kucağında , Daisy ise hastane yatağında hayata gözlerini yumarlar.




Filme Puanım 8/10

Başka bir incelemede görüşmek üzere




AVVA REKLAMI - MURAT BOZ

 “Hayatın her anında Avva!” 

Şeyma Görgen 14 OCAK 2019





Celebrity’nin kötü kullanımına AVVA’nın 2018 yılında yayınladığı celebrity olarak Murat Boz’u kullandığı reklamı verilebilir. Bu reklam filminde de kullanılan ünlünün markanın önüne geçmesi, markanın kendisini bir ünlünün gerisine atması çokça eleştirilmiştir.

Murat’ın gömleği avv, Murat’ın kemeri vaa, Murat’ın şapkası avv, Murat’ın kankası vaa, diye markanın ismine vurgulu seslendirmeli müziğinde izleyicide pek bir etki bıraktığı söylenemez. Reklamda kullanılan ünlünün ön planda olması markayı gölgede bırakmıştır.

Sosyal medyada sert eleştirilere maruz kalan bu reklamda 2018 yılının beğenilmeyen kötü reklamları arasında 5’e girmiştir.

Being Çözüm imzalı filmin prodüksiyonu 25 film, yönetmenliğini Ali Taner Baltacı üstlenmiştir.






Künye 

Reklamveren: Avva
Reklam Ajansı: Being Çözüm

Yaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Umut Esin, İrem Alkan

Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt, Damla Ezer, İrem Mercül

Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet Yener, Deniz Atalay, Beliz Atalay

Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, İrem Akalın

Prodüksiyon Şirketi: 25 Film

Post Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt

Yönetmen: Ali Taner Baltacı

Müzik: Jingle House

Kullanılan Mecralar: TV, Dijital





REXONA ORHAN GENCEBAY'LI REKLAM FİLMİ

"BURUNLARIN SELAMETİ İÇİN REXONA"

Şeyma Görgen 14 OCAK 2019




Ünlülerin reklamlarda etkili ve doğru kullanıldığında izleyicilerde güven, beğeni, etkileme duyguları harekete geçiyor. Bu duygularda satın alma davranışını etkiliyor. Ancak celebrity kullanan her reklam marka sadakati yaratamıyor. 

Celebrity kullanımı etkiyi arttıracağı gibi izleyenlerin üründen ve markadan soğumalarına da yol açabilir. Bu nedenle reklamda ünlü kullanımı son derece riskli.Bu duruma en güzel örnek olarak Rexona’nın 2018 yılında yayınladığı "Burunların Selameti için Rexona" reklam filminde Orhan Gencebay’ın celebrity olarak yer aldığı reklam filmi verilebilir.

Sosyal medyada alay konusu durumuna gelen reklam birçok olumsuz eleştiriye maruz kalmıştır. Reklamda Orhan Gencebay’ın ve müziğinin kullanılması birçok izleyiciyi hem markadan soğutmuş hem de Orhan Gencebay’a sert eleştiriler yapılmasına neden olmuştur.

Bir otobüste geçen reklamda yolcular standart bir şekilde otobüse binerken Orhan Gencebay’a ait çok sevilen “Batsın Bu Dünya” isimli parçasının müziği ile Orhan Gencebay içeriğe giriş yapmaktadır. Daha sonra koltuk altı terlemiş ve kötü kokan bir gence tavsiyeler vermektedir. 

Yılların Orhan Gencebay’ına bu tarz reklamı kimse yakıştıramamış ve sert tepkiler almasına neden olmuştur. 

Bu nedenle Rexona’nın Orhan Gencebay'lı bu reklamı 2018’in en kötü ve beğenilmeyen reklamları arasına girmiştir.






 KÜNYE 


Reklamveren: Unilever / Rexona
Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson Turkey

Kreatif Direktör: Sami Basut

Yaratıcı Ekip Başkanı: Deniz Ergin

Yaratıcı Ekip Başkanı: Ümit Taşlı

Reklam Yazarı: Aysu Erenuluğ, Yiğit Durdağ

Sanat Yönetmeni: Oktay Metin, Buse Şay, Öykü Özver

Strateji Direktörü: Berkant Avcı

Müşteri İlişkileri Direktörü: Leslie Krespin

Müşteri Direktörü: Setenay Ergin, Ece Özyurt

Müşteri İlişkileri Temsilcisi: Sevim Özgür

Prodüksiyon: Ahmet Bayık, Zeynep Türkmen, Çağrı Erdoğan

Yapım Şirketi: Kala Film

Yönetmen: Fatih Kızılgök




ZİRAAT BANKASI 155. YIL REKLAM FİLMİ

"BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN."

Şeyma Görgen 14 Ocak 2019





Ziraat Bankası'nın 155. yılı için hazırladığı reklam filmi Happy People Project imzasını taşıyor.

150 Yeşilçam filmi arasından 400 saatlik çalışmayla seçilen sahnelerle kurgulanan reklam filmi 4 gün süren bir çekimin eseri. Yaklaşık 3 aylık bir sürede hazırlanan reklam filminin 1 ay süren post prodüksiyonunu İmaj üstlenmiştir. 

Ziraat Bankası'nın 155. yıl filmi 2018 yılının en yaratıcı ve dikkat çeken işlerinden biridir.

"Bizi İzlemeye Devam Edin" diyen, insanların yüzünü güldüren kurgusuyla dikkat çeken reklam filminde Yeşilçam'ın efsanevi kahramanlarının yer alması izleyiciyi mutlu ediyor.

Yeşilçam kahramanları sıcacık gülüşleriyle izleyiciye moral veriyor. 1 dakika 50 saniye süren reklam filmi uzun sürmesine rağmen izleyiciyi sıkmadan yüzlerde buruk bir tebessümle ekrana kilitliyor. 

Bu tür reklam filmlerinin gelmesi temennisiyle...








Künye


Ajans: Happy People Project
Ajans Başkanı & CEO: Orçun Onural
Ajans Başkanı & CCO: Yaşar Akbaş
CSO: Emel Göker
Yaratıcı Yönetmen: Fırat Yıldız
Sanat Yönetmeni: Mert Merdim
Reklam Yazarı: Tuğçe Kadıoğlu
Müşteri Ekibi: Kerem Yalçın, Burçin Tutumoğlu
Strateji: Özlem Akbaş, Maral Karagöz
Prodüksiyon Ekibi: Kerem İlbeyli, Levent Köstepen
Prodüksiyon Şirketi: 2012
Yönetmen: Doğan Tanyer
Post Prodüksiyon: İmaj
Orijinal Müzik: Melih Kibar ‘Hababam Sınıfı’

NİSSAN XTRAİL

NİSSAN XTRAİL

Suv dünyasında başarılı olan nissam xtrail modelini ele alıyoruz.Nissan Qashqai modeliyle büyük kitlelere yayıldı.Marka bu fırsatı Qashqainin abisi olan Xtrailin ikinci jenerasyonunu piyasaya sürdü.
Nissan Xtrail ülkemize iki farklı kombinasyonla getiriliyor.2 litre dizel ve 1.6 dizel olarak satışa sunuluyor.En çok ilgi gören model ise tabiki 1.6 dci aynı zamanda cvt otomatik şanzıman .Xtrailin iç kısmı rakiplerine göre multimedya zayıf diyebiliriz. Araç  makyajlanmış ekran da herhangi bir degişiklik yok ama ses sistemi olarak Bose markası tercih edilmiş ve oldukça güzel bir müzik sistemi.Yakıt tüketimine gelirsek Xtrail bu konuda gayet başarılı ortalama 7-8 lt civarı yakıt tüketimi le rahatça dolaşabilirsiniz bu da bence bir suv için gayet ideal bir yakıt tüketimi.Yeni gelen özelliklerden birisi ise direksiyon ısıtması soguk havalarda iyi iş çıkarıcagını düşünüyorum.Xtralin konforuna gelirsek bir suv dan bekleneni veriyor rahat bir şekilde uzun yolculuklar yapılabilir.
İç dizyanda üç farkı koltuk  rengi seçimi sunuluyor siyah bej ve taba rengi benim tercihim kesinlikle taba rengi olurdu.








HARIBO ALTIN AYICIK REKLAMI

Şeyma Görgen 14 Ocak 2019


Haribo´nun 2018´in sonlarına doğru yayınladığı reklam filmi en kısa sürede çok konuşulanlar arasına girmeyi başarmıştır.


Ciddi bir toplantı odasında bir araya gelen yetişkinler, Haribo Altın Ayıcık paketinin ortaya  çıkmasıyla çocuklaşıyor. O andan itibaren  çocuklaşan yetişkinler sıkıcı ve ciddi  çalışma ortamında neşe ve mutluluk saçar hale geliyorlar. 

İzleyenlere de neşe ve mutluluk halini aşılayan bu reklam da yaşları 5 ile 8 arasında  değişen 60'tan fazla çocuğun pedagoglar eşliğinde Haribo Altın Ayıcık yerken verdikleri gerçek ve canlı tepkilerin kaydedilmesi ve senaryoya uyarlanması ile oluşuyor. Publicis İstanbul imzalı filmin prodüksiyonunu ise Filmcolony üstleniyor.






KÜNYE


Reklamveren Yetkilileri: Tamer Karabay, Hande Toprak Gültekin, Onat Şenkal


Reklam Ajansı: Publicis İstanbul

ECD: Can Faga

Yaratıcı Ekip: Cihangir Gümüş, Erdem Köksal, Asil Yıldız, Özlem Özel, Eda Dereli, Cemre Pekşen

Müşteri İlişkileri: Emre Küçüksöz, Joel Erikman, Gamze Kaplan

Stratejik Planlama: Zeynep Bortaçina, Ayşe Yavuz

Prodüksiyon: Arzu Köksal, Hüseyin Sert, Derya Sezgin

Prodüksiyon Şirketi: Filmcolony

Yönetmen: Aksel Özcan

Post Prodüksiyon Şirketi: IPD

Müzik: Kerem Doğar – Tricks


Reklamveren: HARIBO

The Grand Budapest Hotel

THE GRAND BUDAPEST HOTEL

2014 yapımı bu film sizi Wes Anderson'ın renkli dünyasına davet ediyor. Renkli mecazi bir kullanım gibi görülebilir ancak kesinlikle mecazi değil. En büyük acıları bile rengarenk bir şekilde seyirciye sunan yönetmenin en belirgin özelliği bu diyebiliriz. Filmin 4 oscar'a layık görüldüğünü de es geçmemek gerek.





Karakterler oldukça karikatürize bir biçimde seyirciyle buluşuyor. Verilen tepkiler karakterlerin hüzünlü yanlarını yansıtıyor. Avrupa tarihinde bizi bir gezintiye çıkartan nazi dönemini de konu alıyor. 



Film Büyük Budapeşte Oteli'nin daimi müşterilerinden Madame D.'nin ölümü ve ardında bıraktığı mirası olan ''Elmalı Çocuk'' tablosunun peşine düşen otel müdürü Gustave'ın cinayetle suçlanmasını konu alıyor. Maceralarında onu yalnız bırakmayan Zero (otelin belboy'u) ile olan diyaloglarıysa  kesinlikle izlemeye değer nitelikte.




Filme Puanım 8/10

Başka bir incelemede görüşmek dileğiyle


KİĞILI 10 KASIM REKLAM FİLMİ







  KİĞILI 10 KASIM REKLAM FİLMİ

  "Önümüzü Birlikte İlikleyelim."

Şeyma Görgen 13 Ocak 2019







2018 yılının en çok dikkat çeken filmlerinin başında Kiğılı´nın 10 Kasım reklam filmi gelmektedir.

Yayınlandığı andan itibaren viral reklamlar arasına girmiştir. Sosyal medyada "aynıgünaynıdakika" hashtagi ile trendler arasına girmiştir. Günlerce adından söz ettiren Kiğılı'nın bu reklamı yıllarca unutulmayacak türden.

Kiğılı 15 saniyelik bir reklamla, tek ceket ve tek düğme ile 10 Kasım gibi anlamlı bir günü akıllarda kalıcı ve unutulmayacak bir reklamla hak ettiği değeri yeteri kadar  vermiştir. 

Bu da bize akılda kalıcı olmanın büyük bütçelerle yapılmadığını, bunun için yaratıcılığın ve doğru anlatımın daha önemli olduğunu göstermiştir.

Tebrikler Kiğılı.


            KÜNYE


Reklamveren: Kiğılı

Reklamveren Yetkilisi: Gül Sağır Aydın, Tolga Şaylıman

Reklam Ajansı: Youthworks

Ajans Yönetim: Serhat Gürcü, Seden Gürcü

Kreatif Direktör: Oğuzhan Atliman

Metin Yazarı: Kasım Koç

Sanat Yönetmeni: Buse Kıral, Selman Vardar

Müşteri İlişkileri Direktörü: Eray Olguner

Kıdemli Müşteri İlişkileri: Emel Aydınlı

Prodüksiyon Şirketi: Mental Film

Yönetmen: Kuntay Alpman
                                                                             
















Bird Box

BİRD BOX

Netflix'in yeni yapımlarından biri olan Bird Box son zamanlarda adını sıkça duyurmaya başladı. Filmin konusu kısa sürede izleyiciye geçiyor fakat ilk 30 dakikanın yarattığı büyüleyici hava bir süre sonra yerini sıkıcı bir atmosfere bırakıyor. Finali ise bir sonuca bağlanmadan havada kalıyor.


Filme puanım 4/10


SPOILER UYARISI!!!!!

Konusuna gelecek olursak film dünyaya bir anda salgın gibi yayılan bir canavarı (!) konu alıyor. Eğer ona bakarsanız çıldırıyorsunuz ve kendinizi öldürmeye çalışıyorsunuz. Bundan korunmanın tek yolu da sığınağınızı gün yüzü görmeyecek bir şekilde kapatmak ve dışarı çıkınca da gözlerinizi bağlayıp kör ebe oynamak. Tabi bir de bu canavar diye nitelendirdiğimiz arkadaşa bakıp adeta mest olan ve ''bunu herkes görmeli'' , ''bak sen de çok seveceksin çıkart hadi gözündekini'' şeklinde dolanan tipler. Havada kalan konulardan birisi de bu. Neden kendilerini öldürmüyorlar? Bu bağışıklık nasıl kazanılıyor? Hiçbir bilgi verilmiyor.


Her klasik salgın filminde bulunan muhabbet burada da vuku buluyor ve birbirinden bağımsız bir grup insan yoldan geçerken aynı eve sığınma gafletinde bulunuyor. Hepimizin bu sahneyi izledikten sonra farkedebileceği gibi bu grup birer birer yok oluyor. Hatta ilk ölen grup üyesi gözlüklü ve şişman bir afro-amerikan. Yani hiçbir klişeden kaçınılmamış ne varsa uygulamışlar.


Gruba bir süre sonra dahil olan hamile kadının - ana kahramanımız da hamile ne tesadüf- grubun felaketi olacağıysa çok bariz belli oluyor. Kapıya gecenin bir yarısı işportacı gibi gelen sığınmacıya kimseye sormadan kapıyı açıp ''yazık onu da alalım'' şeklinde bir tepkiyle ev ahalisinin sabrını ölçen bu ablamız her halta ağlamasından bıkan ev halkını ikna ediyor. Veteran yan komşu hariç. Elinde tüfeğiyle oradan oraya dolaşıp millete sataşan bu abimizin tek zaafı bir şişe viski. İçki yoksa her an yargı dağıtmaya hazır bir şekilde bekliyor. ''Ne idüğü belirsiz bu adamı buraya neden alıyoruz'' dediği için bayıltılıp garaja fırlatılıyor. Lakin bilinmelidir ki hangi filmde huysuz bir ihtiyar vardır , onun sözü dinlenmelidir. 

Sonuçta yine olanlar oluyor ve iki hamile de aynı anda doğurmaya karar veriyor - ne tesadüf vol.2 -. Bu arada da işportacı kılıklı canavara (!) bağışıklığı olduğu ortaya çıkan abimiz bu durumu fırsat biliyor ve bulduğunu indiriyor. Huysuz ihtiyar bir şekilde ortaya çıkıyor ve son kez yargı dağıtmaya çalışıyor. Son kez diyorum çünkü yine nefret ettirilmeye çalışılan bir karakter kahramanca ölüyor. Grubun geri kalanını ana karaktere en başından beri yürüyen Tom isimli karakter kurtarıyor - geri kalan derken 2 çocuk bir de ana karakter - .


Ardından 5 yıl boyunca mutlu mesut bir aile yaşantısı sürmeyi başaran bu grup başlarına gelen son felaketten aile babası Tom'un kendini feda etmesiyle kurtuluyor. Ardından yanıbaşlarındaki nehrin sonunda bir koloni kurduklarını iddia eden bir mesaj alıyorlar telsizden. Doğru mu yanlış mı derken Tom öldükten sonra mecburen kendilerini nehirde ilerler bir vaziyette buluyorlar. Uzun ince bir yol kıvamındaki nehirde geçirdikleri saatlerden sonra varıyorlar mekana. Gerçekten de korunaklı olan bu yerin bir görme engelli okulu olduğu gerçeği izleyicide garip hisler uyandırıyor. Düşününce hiçbir şekilde etkilenmeyecek tek grubun onlar olduğu aşikar.


 Ancak film burada bitiyor ve konu havada kalıyor. Dışarıdaki varlığa ne oldu? Buraya ulaşanlar sonsuza kadar mutlu mu yaşıyor? Burası dışında insanlık tamamen yok mu oldu? Tamamen muamma. 

Sonuca gelecek olursak ''Bugün güzel bir film izlemek istiyorum'' derseniz başka filmler önerebilirim ancak ''yorgunum ve uyuyana kadar beni idare edecek bir şeyler arıyorum'' diyorsanız bu film tam size göre.

Başka bir incelemede görüşmek üzere



MEGANE

RENAULT MEGANE

C segmentinin başarılı isimlerinden olan renault megane ili birlikteyiz.Renault megane  dördüncü jenarasyonunu piyasaya süren renault markası megane ile oldukça iddalı.Megane ülkemize çeşitli motor seçenekleriyle geliyor en çok kullanılan motoru ise 1.5 dci manuel ve otomatik modeli.Renaultun 1.5 dci motoru oldukça başarılı yakıt performansı rakiplerine göre oldukça iyi.Megane iç kısımda eski modeline göre çag atlamiş diyebiliriz.Multimedya sistemi oldukça başarılı kolayca karışıtırmadan istediginizi yapabilceginiz bir sistem ile sunuluyor.Megane nın en dikkat çeken özelliklerinden biri ve rakiplerinde olmayan özellik ambiyans aydınlatması oldukça başarılı akşamları oldukça keyif verici bir özellik.Dış kısım da büyüyen ve sportif jantları oldukça hoş duruyor.Özellikle gt-line modelindeki kombinasyonlar sportif ve dikkat çekici.Bence megane fiyat performans açısından ve ülkemizdeki petrol fiyatlarını göz önünde bulundurursak alabilecek araçlardan.




Zülfü Livaneli - Kardeşimin Hikayesi

Zülfü Livaneli-Kardeşimin Hikayesi

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.” İlk okuduğum Livaneli kitabıdır. Herkesin bu kitabı övmesine karşılık benim bekletilerimi karşılayamadı. Öncelikle kitabın konusu  çok sığ bir olay örgüsünde geçmesi bu kitabı okurken o kafanızda canlanan senaryoların çok sınırlı olması sizi kitaba küstürüyor. Bu benim nacizane fikrim ve bunu çok severek okuduğum ve artık vazgeçilmezim olan Ahmet Ümit kitaplarına bağlıyorum. Fazla sayıda tekrarlanan paragraf ve cümlelerde kitabın içinde oldukça var. Fakat kitabın bazı kısımlarında güzel tespitler vardı. Örneğin ”Hani insan her şeyi  unutarak yaşayabilirdi fakat her şeyi hatırlayarak yaşamazdı.” cümlesi gibi bir çok güzel cümle vardı .

Her şey cinayet sonrası gazeteci kızın cinayetle ilgili haber toplamak için kahramanımız Ahmet’in evine gelmesiyle başlıyor. Cinayet çözümlenene kadar geçen olaylar hızlı bir biçimde gelişiyor. Ve çok değişik ve güzel bir şey yaparak Zülfü Livaneli kitabın sonunda katilin kim olduğu bilebilmeniz için çok yaratıcı bir bulmaca ile sizlere veda ediyor.

“Dışarıdaki hayat durmuştu. Saatlerdir Kerberos’un da sesi duyulmuyordu. Ahtapotlar, midyeler, b alıklar, koskoca Karadeniz susmuştu. Ne bir otomobil ne de bir sokak kedisi geçiyordu, minareler susmuştu. Mezarda yatan Arzu ,kahvedeki Hatice Hanım’ın kocası, kasabaya uzanan yol susmuştu. Bütün dünya kardeşimin hikayesini dinliyordu.”



                                                                    Yayınevi: Doğan Kitap
                                                                            Sayfa Sayısı : 330





MERCEDES C SERİSİ

 Mercedes son zamanlarda renault la işbirliginden dolayı cok eleştirildi.Aslında böyle işbirliklerini bir çok zaten yapıyor ama en çok göze batan mercedes oldu.Konugumuz c200d modelide bu işbirligini bir parçası.Mercedes C serisi iç mekanda eleştirilen bir modeldi.Multimedyanın dış kısımda kalması sonra koyulmuş tablet görüntüsü vermekteydi ayrıca ekran dokunmatik degildi touchpad le kontrol edilebiliyordu.Mercedes bu eleştirilere cevap olarak makyajlanan yeni c serisini çıkardı.Artık daha büyük ve dokunmatik ekran ayrıca touch pad var.Mercedes motor da büyük gelişme sagladı.Renault motorunu bırak kendi 1.6 dizel 160 beygirlik motorunu üretti ve rakiplerine güç olarak biraz daha yaklaştı aynı zaman da 4matic diye adlandırılan 4 çeker sisteminide bu motor kombinasyonuyla piyasaya sürdü.Ayrıca 1.5 litrelik benzinli motorundada aynı şekilde hem arkadan itiş ve 4 çeker sistemini sunuyor.
Bu motorlarla performans çogaldı yakıt tüketimi ise aynı kaldı kaldı mercedes C serisi ile ve yeni modelleriyle baya iddali gözüküyor.

Patti Smith-Çoluk Çocuk




Patti Smith-Çoluk Çocuk

Yazarımız aslında bir müzisyen. Tahminimce bu sebep iledir ki kitap gerçekten sanatsal ve edebi bir kitap. Otobiyografik bir eser ve 2010'un en iyi kitabı olarak gösterilen ve son olarak prestijli National Book Award ödülünün sahibi. Kitapta farklı iki insanın (Patti ve Robert) tesadüfler ile bir araya gelmesi ve birbirlerinin nasıl herşeyleri olmasını anlatıyor. Patti ve Smith’in hayatı tam anlamıyla gerçek bir aşk hikayesi. Diyeceksiniz neden? şöyle söyleyeyim ikili sanat uğruna hiç sevmediği hatta nefret ettiği işleri beraber yapıyorlar. Ve sadece birer fincan kahve ile bu kadar zorluğa rağmen mutlu olabiliyorlar. Fakat sona doğru acılarına ortak olacaksınız. Robert parasızlıktan erkeklerle paralı ilişki yaşamaya başlayacaktır ve davamında HIV virüsü kapacaktır ve hayat arkadaşı onun ölümüne şahit olacaktır. Kitabın beni en çok etkileyen kısmı ikilinin özgürlük peşinde hep yılmadan ve dirayetli bir şekilde koşması idi. Bu fikirler ve eylem kesin olarak kendi hayatınıza ilham kaynağı olacağına eminim. Özellikle rock müziğe ilginiz varsa bu kitabı muhakkak okumalısınız.



“…yaşlıca bir çift önümüzde durup alenen bizi incelemeye başladı. Robert ilgi çekmekten hoşlanıyordu, heyecanla elimi sıktı. ‘Hadi fotoğrafını çek,’dedi kadın, hayretler içinde kocasına. ‘Sanatçılar galiba. ’Hadi canım, dedi adam, omuz silkerek. ’ Çoluk Çocuk bunlar.’”


Yayınevi: Domingo Yayınevi

Sayfa Sayısı : 308




volkswagen golf

VOLKSWAGEN GOLF

 Bugünki konugumuz hatcback dünyasının başyapıtlarından olan volkswagen
golf.Yedinci jenarasyonuyla karşımızda.Golf modeli 1.0 tsi, 1.4tsi ve 1.6 tdi motor secenekleriyle satışa sunuluyor.Aynı zamanda tüm modellerinde manuel ve otomatik şanzıman seçenegi sunuyor.İncedigimiz otomobil 1.4 tsi manuel modeli araç performansı gayet yeterli şehir içinde ara hızlanmaları gayet tatminkar,gelelim yakıt tüketimine istanbul trafiginde 6,5 7,5 lt arası degişiyor.Şehir içi için gayet ideal bir yakıt tüketimi.Golf yeni hayalet gösterge paneliyle rakiplerine göre bir adım daha önde.Multimedya sisteminde ekran yeterli boyutta dokunmatigi iyi kullanımı ve alışması kolay.Golf modelinin spor paketi olan R-line modeli dışarıdan diger golf paketlerine göre daha farklı ve spor duruyor en beğendiğim  paket R-line diyebilirim.Golf hatcback sınıfın da malzeme kalitesi olarak gayet başarılı gerçek bir alman otomobili oldugunu kanıtlıyor.Makyajlanan golf arka ve ön farlarıylada dikkat çekiyor ve aynı zaman da gece sürüşlerinde oldukça başarılı.Golf yol tutuşu ile de tam bir alman arabası oldugunu belli ediyor esp sistemi gayet başarılı çalısıyor.

Dostluk Üzerine-Fethi Gemuhluoğlu





Fethi Gemuhluoğlu-Dostluk Üzerine
Fethi Gemuhluoğu kendine dostluğu öğretmeyi meslek edinmiş bir şairdir. Ülkenin refahı ve selameti için sürekli gençlere yoğunlaşmış ve onlara dostluk kavramını kendi açısından gençlere anlatmıştır. Bu eser aslında sanatçımız tarafından kitap haline getirilmemiştir. Bu kitap 22 Kasım 1975’te bir toplantıda yaptığı konuşma metnidir. Şairimizin bu kitabında gerçekten yorumlacak bir şey bulmak imkansız gibi bir şey her konuşmasındaki o incelik ve size katacağı değerler gerçekten objektif birçok duyguyu size nakşedecektir. Ağırlıklı olarak insanların birbirini sevmesini anlatan ve bütün dertlerimizin buradan başladığını söyleyen şairimiz şunları söylemiştir :”Hem biz birbirimizi sevmiyoruz. Asıl bundan utansak yeridir.Aynı evdeyiz de birbirimizi sevmiyoruz. Belkide her işin başı insanoğlunu sevmiyoruz. Dert buradan başlıyor. Toprağa, göğe, suya, ateşe, tuza, somuna gönül vermemişiz ki. Türkülere, ağıtlara teslim olmamışız ki. Çirkin ve güzel diye tutturmuşuz. iyi ve kötü diyoruz. İşimize gelmeyeni damgalayıp duruyoruz. Gönlümüzün tutmadığını, aklımızın kesmediğini kınamayı adet haline getirmişiz. Sonra işler, başarılar, mesut günler bekliyoruz. ”Bu cümleler aslında bize herşeyi anlatıyor.


Yayınevi: İz Yayıncılık

Sayfa Sayısı : 694

Adolf Hitler-Kavgam


Adolf Hitler-Kavgam

Kimine göre lider kimine göre cani olarak anılan Adolf Hitler’in seçilmeden önceki politikalarını ve ideolojisini direkt olarak kendi kaleminden öğreneceğiniz bir kitap. Öncelikle bu kitabı okumak istiyorsanız eğer Adolf Hitler’in yaptığı  yanlış faaliyetleri bir kenara bırakarak okumaya başlamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü kitap ile birlikte Adolf Hitlerin o iradeli ideolojisini, hayatının dönüm noktalarını, gelişimi ve sonuçlarını onun bakış açısından öğreneceksiniz. Bu kitabı okurken anlatımdan da anlayacaksınızdır Adolf Hitler fazla öfkeli ve aşağılamayı seven biridir. Kitap içerisinde gerçekten siyasi olarak çok güzel tespitleri var yer yer hayran olmamak elde değil. Yahudileri kendine takıntı edinmiş bu lider onları her andığında onları aşağılaması aynı zamanda Alman halkını öve öve bitirememesi sizin sinirinizi büyük ihtimalle bozacaktır. Edebi bir kitap değil zaten edebi bir kitap olmasında Hitler gibi bir liderden beklenemez zaten. Sözün kısası ırkçı ve diktatör birinin kitabını okuyacaksınız. Merakla çevirdiğiniz sayfalarda olacak ya da yırtıp atmak istediğiniz sayfalarda. İyi ya da kötü sonuna kadar kendi amaçları uğruna kendi eylemleri ve düşüncelerini ortaya koymuş dünya tarihine kazınmış bir isim. Bence bu kitaptan çok güzel dersler çıkarabilirsiniz.

"Ben dünyaya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim."



Yayınevi: En Kitap
Sayfa Sayısı : 544

Dil : Türkçe






















































































































































































































































































































































































































İstanbul Hatırası-Ahmet Ümit


İstanbul da gerçekleşen cinayetler örgüsü. Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi… Ahmet Ümit’in nirvanası dediğim ve aynı zamanda en sevdiğim romanıdır. Ahmet Ümit okuyanlar bilir okumayanlar ise illaki bu ismi duymuşlardır. Bütün kitaplarında olduğu gibi yine çok güzel bir şekilde kurgulanmış insanda merak hissini zirvelere çıkarırken polisiye heyecanının gölgesinde kalmadan çok dengeli harmanlanmış dopdolu bir tarih dersi vermesi bu eseri okurlara daha çok bağlıyor .Her sayfasında daha farklı fikirlere daha farklı dünyalara götürüyor. Farklı tahminlerde bulunurken elbette doğru tahminleri yapmak oldukça zor fakat imkansız değil. Baş kahramanımız her zaman olduğu gibi Komiser Nevzat. Katillerin bulunma sürüce boyunca olayları ve karakterleri çok iyi analiz etmeye çalıştım. Ama gerçekten hiç beklenilmeyen bir sonuçla karşılaştım. Bu kitapta asıl hoşuma giden tarafı ise İstanbul’un yüzyıllardır süre gelen tarihine ışık tutarken okuyuculara nefes kesen bir hikaye eşliğinde İstanbul hakkında efsanevi bilgiler sunması oldu. İstanbul hakkında tarihin bilgimin %50’sini bu kitaptan aldığımı düşünüyorum. Biraz eleştirim olacak olursa. Edebi açıdan bence biraz yetersiz gelebilir ama bu kitabın imajına gölge düşürebileceğini sanmıyorum. Son paragraftan alıntıyla nâcizane yorumlarıma son vermek istiyorum:

"İstanbul'a bakıyorduk denizden. Ölülerimizin yüzlerine bakıyorduk... Onların gözlerindeki kendi kederimize. Çaresizliğimize bakıyorduk, avuçlarımızda büyüyen zavallılığa, kanımızda filizlenen korkaklığa... Elimizden alman hayata bakıyorduk... Güneşli günlerimize, umut dolu sabahlara, eğlenceli bahar akşamlarına... Sönen anılarımıza bakıyorduk, ölen hayallerimize, yıkılan düşlerimize... Sönen anılarımızı, ölen hayallerimizi, yıkılan düşlerimizi yüklenip yorgun bir şilep gibi bizden uzaklaşan şehrimize... Şehrimizle birlikte yitirdiğimiz kendimize bakıyorduk..."



Yayınevi: Everest Yayınları

Sayfa Sayısı : 690